Siteiçi Arama

Sonuçlar 2-3 saniye gecikmeli gelir.


Kullanıcı Girişi
Kullanıcı Adı
Şifre
Şifrem
Yeni Kayıt
Linkler
Koruma Kontrol Genel Müd.
T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası
Tarım Bakanlığı Yayınları
Tarım Kredi Kooperatifler Birliği
Dünya Tarım Örgütü(TÜRKİYE)
Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü(FAO)

 
Anasayfa / Teknik Bilgi / Türkiye Toprakları ve Bitki Besin Maddeleri / 




Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
TÜRKİYE TOPRAKLARINDAKİ BİTKİ BESİN MADDESİ NOKSANLIKLARI
TÜRKİYE TOPRAKLARINDAKİ BİTKİ BESİN MADDESİ NOKSANLIKLARI

Bitkilerin en önemli özelliklerinden biri, bazı elementleri bünyelerine almaları ve bu elementleri kendi yapılarında bulunan başka bileşiklere çevirmeleri veya enerji kaynağı olarak kullanabilmeleridir. Bitkilerin yaşamaları için gerekli olan bu elementlere bitki besin maddeleri denir. Bu elementlerin sayısı 16’dır. Ve yüksek bitkiler için mutlak gerekli besin maddeleridir. Belirtilmiş bu elementler makro ve mikro besin maddeleri olarak ikiye ayrılır. Bitkinin ihtiyaç duyduğu ve bitkide bulunduğu miktar esas alınarak yapılan sınıflandırmaya göre;  Karbon, hidrojen, oksijen, azot, fosfor, potasyum, kükürt, kalsiyum, magnezyum, sodyum, silisyum makro elementler demir, çinko, mangan, molibden, bor, klor mikro elementler
grubunu oluşturur.

AZOT: Doğadaki kaynağı atmosferdir. Toprakta bulunan azot çeşitli yollarla atmosferden toprağa geçmiştir. Toprağı oluşturan materyalde azot bulunmadığı için ayrıca atmosferden toprağa geçmiş olan azot da toprakta iyi şekilde depolanma kabiliyetinde olmadığı için toprakların azot içerikleri genellikle düşüktür. Toprakta bulunan azotun ana deposu organik maddedir. Organik maddeye bağlı bulunan azot ise bitkinin hemen alabileceği durumda değildir. Bununla beraber organik maddenin zamanla parçalanması neticesinde içinde bulunan azottan bitkiler faydalanabilir. Dünya topraklarının büyük bölümünde azot noksandır. Özellikle organik madde miktarı çok düşük olan ülkemiz toprakları azot bakımından oldukça fakirdir. Bu nedenle azotlu gübrelemeye sürekli olarak ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye topraklarının organik madde kapsamının çok az olduğu tarım bölgesi Ege ‘dir. (%38,13 ve 1245020 ha).Organik madde kapsamı yüksek olan toprakların oransal ve miktar olarak en fazla bulunduğu bölge ise Karadeniz’dir (%16,17 ve 431511 ha]. Türkiye geneline baktığımız zaman ise Türkiye topraklarının organik madde kapsamının genelde az olduğu görülür. Türkiye topraklarının %21’i çok az, %43,2 ‘si az, %22,72si orta, %8’i iyi ve %5,1’i yüksek organik madde kapsamına sahiptir.

BÖLGELER

Toprak Sayısı

<1
Çok Az

1-2
Az

2-3
Orta

3-4
İyi

>4
Yüksek

Trakya ve Marmara

14426

10,2

45,3

34,2

8,2

2,1

Karadeniz

10142

13,6

35,8

29,7

13,6

7,3

Orta Anadolu

52821

14,1

48,4

31,0

4,5

2,0

Güneydoğu

4035

29,2

60,6

6,7

2,4

1,1

Doğu Anadolu

1319

13,2

49,9

25,5

8,5

2,9

Ege

8912

13,2

45,2

32,7

6,8

4,1

Göller

5318

16,1

52,0

24,6

5,1

2,2

Akdeniz

3139

23,9

47,1

20,1

6,3

2,6

Ortalama

 

16,7

47,8

25,6

6,9

3,0

FOSFOR: Toprakta fosforun çok büyük bir kısmı bitkilerin yararlanamayacağı formda bulunur. Gerek inorganik gerek organik fosfor bileşiklerinde bulunan fosfordan bitkilerin faydalanabilmesi için bunların parçalanarak fosforun, fosfat anyonları haline dönüşmesi gerekmektedir. Serbest halde bulunan fosfat anyonlarından bitkiler kolay yararlanmakla beraber, birçok toprakta fosfor anyonlarının serbest halde kalması güçtür. Özellikle kireçli ve pH’sı yüksek topraklarla, fazla derecede asit topraklarda bitkilerin fosfordan faydalanması zordur. Türkiye topraklarının fosfor kapsamı çok az olan toprakların oransal olarak en yaygın olduğu tarım bölgesi Ortadoğu (%48,41)’dur. Fosfor kapsamı yüksek ve çok yüksek toprakların oransal olarak en fazla olduğu tarım bölgesi Marmara’dır.(%12,6 ve % 35,5)
Türkiye topraklarının %28,5’i çok az, %26,7 az ,%17,2 orta ,%9,6’sı fazla ve %18’i çok fazla fosfor kapsamına sahiptir. Bölgeler arası önemli farklılık yoktur.


TÜRKİYE TOPRAKLARININ
TARIM BÖLGELERİNE GÖRE FOSFOR DAĞILIMI

BÖLGELER

<3 ÇOK AZ

3-6 AZ

6-9 ORTA

9-15 FAZLA

>15 ÇOK FAZLA

MARMARA

16,6

19,2

16,1

12,6

35,5

KARADENİZ

34,8

23,9

11,3

7,3

22,7

ORTAKUZEY

24,7

33,6

19,4

9,1

13,2

GÜNEYDOĞU

39,5

34,1

15,4

6,8

4,2

KUZEYDOĞU

34,3

27,8

15,5

9,8

12,6

EGE

19,7

27,6

20,6

11,1

21,0

ORTAGÜNEY

27,2

26,6

18,4

11,2

16,6

AKDENİZ

15,6

24,6

20,3

12,6

26,9

ORTADOĞU

48,4

27,8

12,5

5,1

6,2

ORTALAMA

28,5

26,7

17,2

9,6

18,0

POTASYUM: Bitkiler tarafından en çok alınan elementler arasında azottan sonra ikinci sırada yer alan potasyum, toprakta da en fazla bulunan bitki besin maddeleri arasında yer alır ve yer kabuğunun yaklaşık %2,5’ini oluşturur. Potasyum noksanlığı kumlu, hafif tekstürlü topraklar üzerindeki yetiştirilen bitkilerde daha çok görülür.

Türkiye topraklarında potasyum kapsamı az olan toprakların oransal ve miktar olarak en fazla yaygın olduğu tarım bölgesi Karadeniz’dir.(%9,85 ve 262972 ha). En zengin bölgemiz Güneydoğu Anadolu’dur(%97).Daha çok Batı Anadolu’da ve özellikle Ege ve Akdeniz Bölgelerimizde azda olsa potasyum noksanlığı görülür. Fazla yağışa rağmen Karadeniz Bölgesinde potasyum noksanlığı görülüyor. Topraklarımızın %97’sinde K yeterlidir, %3’ü potasyumlu gübreye ihtiyaç gösterir.

TÜRKİYE TOPRAKLARININ TARIM BöLGELERİNE GÖRE POTASYUM KAPSAMI

BÖLGELER

<20 AZ

20-30 ORTA

30-40 YETER

>40 FAZLA

MARMARA

6,1

10,9

12,6

70,5

KARADENİZ

9,8

10,9

19,7

59,5

ORTAKUZEY

1,1

2,6

4,0

92,3

GÜNEYDOĞU

0,7

1,0

1,3

97,0

KUZEYDOĞU

0,8

1,5

2,9

94,8

EGE

6,3

6,8

8,0

78,9

ORTAGÜNEY

0,5

2,1

3,0

94,5

AKDENİZ

4,2

10,3

11,8

73,7

ORTADOĞU

0,5

1,7

2,4

95,4

ORTALAMA

3,0

5,0

7,2

84,8

KALSİYUM: Toprakta genellikle bitki ihtiyacını karşılamaya yetecek düzeyde kalsiyum bulunur. Özellikle Türkiye gibi kurak ve yarı kurak bölge topraklarında yıkanma olmadığı için bazla doygunluk oranı yüksektir. Toprakta bulunan bazik elementler içinde kalsiyum başta gelmektedir. Kireçli ana materyal üzerinde oluşmuş kurak bölge topraklarında kalsiyum diğer bazı besin elementlerinin, özellikle mikro elementlerin alınmasında antagonistik etki yaratacak kadar fazla bulunabilmektedir. Türkiye toprakları da bu özellikleri taşıdığından, topraktan kalsiyumlu gübreleme yapılmasına pek gerek duyulmamaktadır. Ancak asit karakter taşıyan yerlerde kireçleme amacıyla kalsiyumlu bileşiklerin kullanılması söz konusu olmaktadır.

MAGNEZYUM: Özellikle kumlu topraklarda, bitki gelişmesinin olgunluk dönemlerine doğru magnezyum noksanlığı sık görülür. Geç dönemde ortaya çıkan magnezyum noksanlığı ürün miktarında büyük bir azalmaya yol açmayabilir. Ancak özellikle yaprakları için yetiştirilen bitkilerde Pazar kabiliyeti düşer. Toprak sıkışması, su altında kalma ve kuraklık etkisi noksanlığı şiddetlendirir. Bazı hallerde toprakta yeterli miktarda magnezyum bulunsa bile bitkilerde magnezyum noksanlığı görülebilmektedir. Toprak çözeltisinde yüksek miktarda bulunan hidrojen, potasyum, amonyum, kalsiyum gibi iyonlar magnezyum alınımını azaltarak noksanlığa neden olabilmektedir. pH 5 ve daha düşük topraklarda bulunan yüksek miktardaki alüminyum iyonları da magnezyum alımını azaltarak noksanlık yaratmaktadır.

KÜKÜRT: Bitkilerin kükürt kapsamları, hemen hemen fosfor kapsamı ile aynı düzeylerde olmasına rağmen, kükürt gübrelemesi bitki gelişmesinde fosfor gübrelemesi kadar öneme sahip değildir. Bunun nedeni; kükürdün toprakta fosfor kadar sıkı tutulmaması ve kolay alınması, ayrıca atmosferde bulunan kükürt dioksit gazının yapraklarda emilerek kullanılması ve diğer makro besinlerin gübrelenmesinde kullanılan gübrelerin ayrıca kükürt içermeleridir.

TÜRKİYE TOPRAKLARININ YARAYIŞLI MİKRO ELEMENT KAPSAMI

Türkiye topraklarının %26,87 sinin yarayışlı demir kapsamı kritik değer olan 4,5 ppm’in altındadır. Bu topraklarda optimum verim alınabilmesi için demir gübrelenmesine gereksinim vardır. Adıyaman, Ağrı, Artvin, Aydın, Bolu, Burdur, Giresun, Kocaeli, Muş, Rize, Sakarya, Tokat, Trabzon illerinde demir değeri 4,5 ppm’in üzerindedir.Yani demir eksikliği yoktur. Demir  eksikliğinin en fazla sorun olduğu 5 il sırasıyla Gümüşhane ( %88,89), Kayseri ( %82,05), Niğde (%80,77), Ordu (%73,33) ve Adana ( %61,54) ‘dır.

Türkiye topraklarının tümünün yarayışlı bakır kapsamı kritik değer olarak kabul edilen 0,20 ppm in üstündedir. Yani Türkiye topraklarının bakır kapsamı bu topraklarda optimal verim alınabilmesini engelleyecek düzeyde değildir. En düşük değerlerini belirlendiği  5 il sırası ile  Balıkesir (0,31 ppm), Kocaeli (0,33 ppm), Çanakkale (0,34 ppm), Konya (0,35 ppm) ve Adana (0,36 ppm )’dır.Yani Türkiye toprakları için  bakır eksikliği bir sorun oluşturmamaktadır. En yüksek ortalama bakır değerlerinin bulunduğu  5 il ise sırasıyla  Tokat (4,96 ppm) , Kocaeli (4,83 ppm), Bursa (3,91 ppm), Giresun (3,72 ppm), Siirt (3,61 ppm)’dir.

Türkiye topraklarının % 49,83 ‘ünün yarayışlı Zn kapsamı kritik değer olarak kabul edilen  0,5 ppm den düşüktür. Dolayısıyla bu topraklarda optimal verim alınabilmesi için  çinko gübrelemesine gereksinim vardır. Aksi halde ülke genelinde ürün kaybı söz konusudur. Türkiye’nin tüm illerinde çeşitli seviyelerde çinko eksikliği sorunu vardır. Çinko eksikliğinin en fazla sorun olduğu 5 il sırasıyla Van ( %94,74 ), Burdur ( %94,12 ) ,Tunceli (%92,31), Erzurum ( %88,89) ve Uşak (%87,50) ‘tır. En düşük yarayışlı çinko değerlerinin belirlendiği 5 il sırasıyla Burdur (0,06ppm ), Amasya (0,09 ppm ), Gümüşhane (0,10 ppm ), Isparta (0,10 ppm ) ve Denizli (0,10 ppm) ‘dir.

Türkiye topraklarının % 70 inin yarayışlı mangan kapsamı 1,0 ppm’den azdır. Türkiye’de Kahramanmaraş ili dışında mangan eksikliği sorunu görülmemektedir. En Düşük yarayışlı mangan değerlerinin belirlendiği, 5 il Kahramanmaraş (0,74 ppm), Konya (2,10 ppm), Niğde (2,25 ppm), Gümüşhane (2,45 ppm ) ve Erzurum (2,50 ppm )’dur.

DEMİR: Kurak ve yarı kurak bölgelerde oluşan topraklarda yetiştirilen bitkilerde noksanlığı en çok görülen mikro besin elementi demirdir. Böylece topraklarda yetiştirilen bitkilerde demir noksanlığı görülmesinin sebebi ise; toprakta demirin yetersiz olmasında ziyade, kurak koşullar nedeniyle toprakta fazla miktarda kireç bulunması ve toprak pH’sının yüksek olmasıdır. Aslında mikro elementler içerisinde demir toprakta en yüksek miktarda bulunan bitki besin elementidir. Bir çok toprakta bulunan toplam demir miktarı %3-5 civarındadır. Hatta bazı topraklarda bu rakam %10’u bulmaktadır. Elbetteki demir bakımından gerçek anlamda fakir topraklarda vardır. Toprakların toplam demir içeriği bitkinin demir beslenmesi açısından hiç önemli değildir. %5,10 toplam demir içeren topraklarda yetişen bitkilerde demir noksanlığı gözlenebilmektedir. Kireçli topraklarda yetişen bitkilerde görülen demir noksanlığının sebepleri çeşitlidir. Kireçli topraklarda pH yüksek olduğundan demir bileşikleri çözünmez ve dolayısıyla da bitkilerce alınamaz. Ancak kireçli topraklarda demir noksanlığının tek açıklaması bu değildir. Topraktaki kirecin çözülmesiyle ortaya çıkan bikarbonat iyonları, demir noksanlığının en önemli bir diğer sebebidir. Kök bölgesinde bulunan fazla bikarbonat iyonları bitki bünyesinde demirin hareketliliğini azaltarak noksanlık görülmesine neden olmaktadır. Topraktaki kirecin çözünmesinde ortamdaki karbondioksit miktarının çok fazla arttırıcı etkisi vardır. Bu nedenle, toprakta karbondioksit miktarını arttıran havasızlık hallerinde bitkilerde demir klorozu ortaya çıkmaktadır. Toprağın sıkışması, su basması, uzun süreli yağışlar veya aşırı sulama gibi olayların demir noksanlığı yarattığı pratikte çok iyi bilinmektedir. Toprakta karbondioksit birikmesine neden olan bir diğer etmende toprak strüktürünün bozuk olmasıdır. Toprakta fazla miktarda bulunan fosfor ve nitrat iyonları da demir klorozu yaratmaktadır.(Brown vd.,1959; Aktaş ve Egmond 1979). Türkiye topraklarının da büyük bölümü kurak ve yarı kurak iklim koşulları altında oluşmuş, kireçli, pH’sı yüksek olan topraklardır. Bu nedenle ülkemizde de mikro besin elementleri içerisinde noksanlığı en sık karşılaşılan iz elementlerinden biri demirdir. Demir noksanlığının giderilmesi de diğer iz elementlerine göre daha zordur. Çünkü demirin bitkilere yarayışlılığını etkileyen pek çok etmen vardır. Demir noksanlığının giderilmesinde, yaprak gübreleri başarılı olmaktadır.

Türkiye’de demir eksikliği en fazla görülen topraklar sırasıyla REGOSOL, KIRMIZI AKDENİZ, KAHVERENGİ, GRİ KAHVERENGİ, PODZOLİK, KOLLUVİYAL BÜYÜK TOPRAK GRUPLARINDA yer alır. Demir eksikliği sorunu en fazla kumlu bünyedeki toprakların %53,25 inde vardır. Alkali tepkimeli topraklarda da oldukça yüksek oranda demir eksikliği sorununa rastlanır. pH’ sı 7-8 arasında değişen toprakların  %31,17 sinde demir eksikliği sorunu vardır. Toprak pH ‘sı arttıkça topraktaki yarayışlı demir kapsamı azalmaktadır. Fazla kireç demir eksikliğinin bir göstergesidir. Kireç kapsamı % 25 ten fazla olan toprakların  % 45,51 inde demir eksikliği sorunu varken, kireç kapsamı %1 den az olan toprakların ancak  %8,42 sinde demir eksikliği sorunu vardır. Organik madde fazlalığı demir  eksikliğini zaltan bir faktördür.organik madde kapsamı  %1 den az olan toprakların  % 37,22 sinde demir  eksikliği sorunu varken , organik madde kapsamı %4 ün üzerine çıkan topraklarda  demir eksikliği toprakların ancak %5 inde görülmektedir.

TÜRKİYE TOPRAKLARININ YARAYIŞLI DEMİR KAPSAMI

Demir Kapsamı ppm

Örnek sayısı

Toplam Örnek Sayısındaki Oran

<2,50

128

8,47

2,50-4,50

278

18,40

4,50-9,00

592

39,18

9,00-13,00

208

13,77

>13,50

305

20,18

ÇİNKO: Toprakta çinko miktarı çoğu kez düşük düzeydedir. Özellikle yüksek pH’ya sahip ve kireç miktarı yüksek olan topraklarda çinko oldukça düşük miktarda bulunur ve bunun neticesinde bu gibi topraklarda yetişen bitkilerde çinko noksanlığı görülür. Yıkanmış, asidik topraklarda da bitkiye yarayışlı çinko miktarı oldukça düşüktür. Aynı şekilde bu tip topraklarda yetişen bitkilerde de çinko noksanlığı çekerler. Fazla miktarda fosforlu gübrelemenin de çinko noksanlığı yarattığı bilinmektedir. Yüksek fosfat konsantrasyonu çinkonun fizyolojik yarayışlılığını olumsuz etkilemektedir. Toprağa fazla miktarda organik gübre uygulamasının ardından bitkilerde çinko noksanlığı görülebilir. Bunun nedeni organik maddenin çinkoya bağlanarak bitki köklerine alınmasını güçleştirmesidir. Toprağın ıslaklık nedeniyle veya ağır tekstürlü olması nedeniyle yetersiz havalanması, düşük sıcaklık, su yetersizliği gibi faktörler de çinkonun hareket faaliyetini olumsuz etkileyerek çinko noksanlığını arttırır.

Türkiye’de çinko eksikliği görülen topraklar en fazla sırasıyla ORGANİK, REGOSOL, KESTANE RENGİ, KIRMIZIMSI KESTANE RENGİ VE BAZALTİK BÜYÜK TOPRAK GRUPLARIND yer alır. Çinko eksikliği en fazla killi-tınlı ( %52 ) ve killi ( %51,97 ) bünyedeki topraklarda görülmektedir. Her bünyedeki topraklarda çinko eksikliği oldukça fazladır. Yüksek toprak pH’sı çinko eksikliğinin bir göstergesidir. Çinko eksikliği en fazla pH’sı 8 den yüksek olan topraklarda ( %68,89 ), en az ise phsı 4-5 arasında değişen topraklarda (%11,11 ) saptanmıştır. Çinko eksikliği en az kireçsiz topraklarda ( %36,73 ) belirlenmiştir. Toprakların düşük organik madde kapsamı çinko eksikliğinin bir göstergesidir. Çinko eksikliği en fazla organik madde kapsamı %1 den  az olan topraklarda  ( % 66,25 ) ,en az  ise organik madde kapsamı  %4 ten az olan topraklarda ( %10) belirlenmiştir. Türkiye de işlenen tarım arazisinin toplam alanını 27 699 003 ha  olduğu göz önüne alındığında potansiyel çinko  eksikliğinin olabileceği alanlar yaklaşık 14 milyon ha gibi çok büyük bir alan görülmektedir. Uygulanan uygun agronomik tekniklere, seçilen uygun bitki, tür ve çeşidine göre potansiyel eksiklik alanlarının miktarı azalabilir diğer yandan da mikro elementlerin yarayışlılığını oldukça azaltan yüksek toprak phsı, yüksek toprak kireç kapsamı, düşük organik maddesi, yanlış sulama ve gübreleme gibi faktörler eksiklik alanlarının miktarını arttırabilir.

TÜRKİYE TOPRAKLARININ ÇİNKO KAPSAMI

Çinko Kapsamı ppm

Örnek Sayısı

Toplam Örnek Sayısındaki Oran

<0,50

753

49,83

0,50-1,00

495

32,76

1,00-1,50

127

8,41

1,50-2,00

50

3,31

2,00-2,50

30

1,99

2,50-3,00

15

0,99

>3,00

41

2,71

BAKIR: Organik madde miktarı çok yüksek olan topraklarda veya peat topraklarda bakır noksanlığı görülebilmektedir. Bunun nedeni organik maddenin bakırı çok kuvvetli bağlamasıdır. Pratikte bakır noksanlığının sık görülmeyişinin nedeni, bitkilerin düşük olan ihtiyacını karşılayacak kadar toprakta bakır bulunması, bitkilere verilen birçok zirai mücadele ilacının önemli miktarda bakır içermesi, kullanılan gübrelerin safsızlık olarak bir miktar bakır içermeleri ve hayvan gübrelerinin bakır içermesidir.

TÜRKİYE TOPRAKLARININ BAKIR KAPSAMI

Demir Kapsamı ppm

Örnek sayısı

Toplam Örnek Sayısındaki Oran

<2,50

128

8,47

2,50-4,50

278

18,40

4,50-9,00

592

39,18

9,00-13,00

208

13,77

>13,50

305

20,18

MANGAN: Toprakta bulunan mangan bileşikleri ile toprak pH’sı arasında yakın bir ilişki vardır. Asit topraklarda mangan bileşiklerinin çözünürlüğü nedeniyle mangan alınabilirliği oldukça yüksektir. Mangan noksanlığı çoğu kez kireçli, pH’sı yüksek topraklar üzerinde yetiştirilen bitkilerde görülür. Mangan noksanlıklarının görülme sıklığı ve şiddeti mevsimsel koşullara da bağlıdır. Noksanlık genellikle soğuk ve yağışlı mevsimlerde şiddetli görülmektedir.

TÜRKİYE TOPRAKLARININ MANGAN KAPSAMI

Mangan Kapsamı ppm

Örnek Sayısı

Toplam Örnek Sayısındaki Oran

<1,00

1

0,70

1,00-5,00

42

2,78

5,00-10,00

271

17,94

10,00-20,00

675

44,67

>20,00

522

33,91

BOR: Bor toksisitesi diğer pek çok elementin toksisitesinden daha önemlidir. Çünkü bitkiler için yeterli ve gerekli bor miktarı ile zararlı olacak toksit seviyesi arasında fark çok azdır. Toprakta bitkilerce alınabilir bor miktarı 1 ppm’den düşük ise bor noksanlığı, 5 ppm’den yüksek ise bor fazlalığı söz konusu olabilmektedir. Bu sebeple bor gübrelemesi yaparken toksik etki ortaya çıkması olasılığı yüksektir.

MOLİBDEN: Normal bir tarım toprağının alınabilir molibden kapsamı çok kaba bir ortalama olarak 0.2 ppm kadardır. Bununla birlikte bitkilerin molibden gereksinimleri çok düşük olduğundan, çoğu toprakta bulunan molibden miktarı bitkilerin gereksinimi karşılamaya yeterli olmaktadır. Ancak asit topraklarda (pH 5.5’den küçük) üzerinde yetiştirilen bitkilerde kimi hallerde molibden noksanlığı görülmektedir. Asit topraklarda görülen molibden noksanlığı genellikle kireçleme ile giderilir. Kireçleme ile toprağın pH’sının yükselmesine paralel olarak toprakta bulunan molibdenin alınabilirliği de artar. Eğer toprak pHs’ının yükseltilmesine gerek duyulmuyor ve bu nedenle kireçleme yapılmayacak ise, molibden gübrelemesi gerekli olabilir.

KLOR: Bitkilerin klor ihtiyacı oldukça düşüktür ve pratikte klor noksanlığı çok ender hallerde görülür. Atmosferde ve yağmur sularında bulunan klor bitki ihtiyacını karşılamaya yetecek düzeydedir. Ayrıca sahil şeridinde deniz etkisiyle, diğer bazı yerlerde klor içeren sularla sulanan topraklarda bulunan klor bitki ihtiyacını karşılamanın ötesinde, bitki için zararlı olabilecek düzeylerde bulunabilmektedir. Yıkanmanın olmadığı kurak bölge toprakları da nispeten yüksek düzeyde klor içerirler.

YORUM:

Genel olarak baktığımızda Türkiye topraklarında en yaygın olduğu düşünülen iz element eksiklikleri sırasıyla çinko ve demirdir. Mangan eksikliği ancak çok geniş olmayan bir alanda söz konusudur. Akdeniz Bölgesi topraklarında en fazla çinko bulunmaktadır. Bunu demir eksikliği izlemektedir. Aynı zamanda mangan ve bakır eksikliğine de rastlanır. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde de en fazla çinko sonra demir eksikliği vardır. Bakır ve mangan eksikliğine rastlanmaz.
Bu yazı 4327 defa okundu.



Bu Kategorideki Diğer Başlıklar
 
MAKALELER

Yeni Eklenenler
Banka Hesap Numaralarımız
Efsus ÇİNKO-11
Efsus ÇİNKO-11
Efsus ÇİNKO-11
Efsus KOMBİ
Efsus MİKROMİKs
Efsus 13.38.0
Efsus 10.15.10
Efsus FOSFONİT 28.5.0
Efsus NP 20.20.0
Efsus LIFE 5.10.10
Efsus NPK 12.11.7
Efsus K-HUMAT * Toz Humik Asit
Efsus Humus -Sıvı Humik Asit
Efsus Organik AS

Döviz Bilgileri
(Doviz)
Alış
Satış

Dolar:
18.7592
18.7930
Euro:
20.3386
20.3752
Güncelle

Biyotar Anket

Daha önce toprak analizi yaptırdınız mı?

EVET
HAYIR

Her 6 saatte bir anketimize katılabilirsiniz.